PERU YOLLARINDA 10 – SACRED VALLEY (KUTSAL VADİ)

Şehrin dışındaki arkeolojik alanları gezmek için yine Peru Hop’tan günlük turlar satın almıştık. İlk turumuz Sacred Valley yani “Kutsal Vadi” turuydu.

KUTSAL VADİ

İnkalar, Pisac ile Machu Picchu şehirleri arasında yer alan Urubamba ve Wilkamayu Nehirlerinin suladığı Urubamba Vadisine “Kutsal Vadi” adını vermişler. Yemyeşil bereketli topraklarının aynı zamanda farklı bir enerjisiyle iyileştirme gücünün de olduğuna, bu vadide görülen rüyaların gerçekleşeceğine inanmışlar. Biz de bu ilginç vadiyi görmek için sabah erkenden yola çıktık. Yaklaşık bir aydır seyahat ediyorduk ve ilk defa bir Türk’le karşılaştık. Gün boyu memleket sohbetleri yaptığımız Selçuk Hocam konferans için Cusco’ya gelmiş. Tesadüf boş gününde birlikte Kutsal Vadiyi gezdik.

PISAC

Şansımıza hava kapalıydı. İlk durağımız Pisac kasabası oldu. Önce kasabadan yaklaşık 1,5 km. ilerde olan arkeolojik alanı ziyaret ettik. Bu alan oldukça büyüktü. İlk karşılaştığımız konut kalıntıları oldu. Sonra su kanallarıyla, üretim yapılan büyük teraslara rastladık. Bu kasabanın asıl amacı bölgede yaşayan halka tarım ürünleri üretmekmiş. O yüzden antik kentin bulunduğu dağın her tarafı teraslamış. Ülkenin en iyi mısırları burada yetişiyormuş. Laf aramızda buradaki pazarlarda gördüğüm mısırlar çok farklıydı. Hepsi deve dişi gibi iriydi. Kırmızı, siyah, beyaz, sarı nerdeyse her renkten mısır vardı. Haşlanmış mısırları da, patlamış mısırları da çok lezzetliydi. Neyse biz arkeolojik alanımıza geri dönelim. Tarım arazilerinin hemen yanında ürünleri saklamak için depolar, kale şeklindeki tepede evler, ahırlar vardı. Taş işçilikleri yine çok özeldi.

Tepenin alt kısmında bir güneş tapınağı ve güneş taşı varmış. Ancak İspanyol işgalinden sonra sadece temel taşlarıyla yuvarlak zemini kalmış. Hemen altında bulunan çeşmeden hala su akıyordu. Rehberimiz buradan alınan su ile ölülerin tapınakta yıkanıp, mumyalandıklarını anlattı. Biraz ilerde nehir vardı. Nehrin üzerindeki köprüden karşıya geçilebiliyordu. Karşıdaki dağın yamacında ise küçük delikler görülüyordu.

Rehberimiz, bu dağın Appuu isminde özel bir ruhu olduğunu söyledi! Reenkarnasyona inanan İnkalara göre su kutsal olduğundan, yaşama geri dönüş için mezarlıklarının nehir kıyısında olmasını tercih ettiklerini, bu sebeple burayı mezarlık olarak seçtiklerini açıkladı. Ayrıca önemli insanları mumyaladıktan sonra eşyaları ile birlikte karşıdaki küçük mağaralara konulduğundan, yaklaşık 5.000 mezar mağarası ya da odasının bulunduğundan bahsetti. Bunların da büyük bir kısmının yağmalandığını, günümüze ancak 300 tane mumyanın gelebildiğini şimdi müzelerde bulunduğunu anlattı.

Daha sonra küçük Pisac kasabasına uğradık. Bin bir renkli pazarında bir birinden güzel hediyelik eşyalar göz kamaştırıyordu. Bura da satılan gümüş takılarla, alpaka yününden giysilerin özel olduğunu öğrendik.

OLLANTAYTAMBO

Buradan sonra yolumuza nehir kenarından devam ettik. Verimli bahçelerden geçerek Ollantaytambo köyüne ve arkeolojik alanına gittik.

Quechua dilinde Ollantay bir isim, tambo ise dinlenme yeri yani “Ollantay’ın yeri” demekmiş. Evettt hikaye şöyle. Köylü General Ollantay, 9. İnka İmparatoru Pachacuntek’in güzel kızına aşık olmuş. Aşkı karşılıksız olmayınca, aslanlar gibi Kralın karşısına geçip aşkını itiraf etmiş ve Prensesle evlenmek istemiş. İyi de asil kanlı olmayan bir erkek Prensesle nasıl evlensin? İmparator kendini bilmez Generali saraydan kovmuş. Hatta ölümüne karar vermiş. Prensesi de günahlarından arınması için tapınağa göndermiş.

Ollantay sadık adamları ile birlikte kaçarak, bu kasabaya yerleşmiş. Prenses bu arada nur topu gibi bir kız doğurmuş ama hemen alınıp sarayda dadıya verilmiş. Ollantay 10 yıl İmparatora karşı direnmiş. Yaşlı Pachacuntek’in ölümünden sonra yerine geçen oğlu Tupac Yapanqui, konuyu kan davası kabul edip Ollantay’a kumpas kurmuş. Önce Ollantay’ı yakalayamayan Generalini evire çevire dövüp Ollantay’a göndermiş. Timsah gözyaşlı General güya Ollantay’a sığınmış. Bizim saf köylü çocuğu da inanmış. Sonunda Ollantay, kalesinin kapılarını açan General sayesinde İnka Ordusunca esir alınmış. Yeni İmparatorun karşısına getirilmiş.

Bu arada minik Prensese dadısı olayları anlatmış. Dayısına giden gözü yaşlı Prenses hiç tanımadığı annesiyle babasının affını istemiş. Güzel yeğenine kıyamayan İmparator da herkesi affetmiş. Bu da belgelere dayanan bir İnka hikayesiymiş. Valla ben bilmem rehber bilir. Onun yalancısıyım!

Neyse biz Ollantaytambo’ya geri dönelim. Köyün kuruluşu İnka öncesi döneme aitmiş. Köyün hemen yanında yer alan arkeoljik alan tepenin eteklerinde. Su kanallarıyla, ev duvarlarını geçtikten sonra karşınıza mükemmel teraslanmış tepeyle, çok düzgün 600 basamak çıkıyor. Ollantay’ın kalesi kesin burası diyorsunuz. Piramitleri hatırlatan bu manzaraya şaşkınlıkla bakakalıyorsunuz. İnanılmaz ama İnkalar bu teraslarda çeşit çeşit mısır, patates yetiştirmiş.

 

Terasların arasındaki merdivenlerden tırmanınca tepede Güneş tapınağına ulaşıyorsunuz. Bu sefer daha da inanılmaz olan 80 tonluk altı tane devasa granit kaya kütlesiyle karşılaşıyorsunuz. Tapınak ne hikmetse yarım kalmış. Basamaklardan çıkarken tık nefes olduğumuz tepeye, bu devasa kayaları nasıl çıkartmışlar? Bence tam bir muamma. Kayalardan birinde üç çıkıntı vardı. Rehberimizin anlattığına göre; üstte olan çıkıntı gökyüzündeki tanrıları, ortadaki çıkıntı yeryüzünde yaşayan insanları, alttaki çıkıntı ise reenkarnasyonla dönecek olan yer altındaki ölüleri temsil ediyormuş. Bir de onun yanındaki kayalarda çok net olmayan yarım kalmış İnka haçı ya da diğer adıyla Chakana vardı. Rehberimiz; İnka haçının da aynı şekilde geçmiş, şimdiki zaman, geleceği gösterdiğini söyledi. Ayrıca üst kısmının gökyüzüyle tanrıları, alt kısmının ise yer altı ölüleri ifade ettiğini, orta kısmında bulunan boşluğun ise hem Güneş Tanrısı İnti’yi hem de reenkarnasyon ile dünyaya geri dönüşü yeryüzünü temsil ettiğini açıkladı.

Ollantaytambo Kalesinin de kutsal hayvan sayılan lama şeklinde olduğunu, Güneş Tapınağının lamanın kafası, terasların vücudu olarak planlandığını belirtti. Sonra karşıki dağda bulunan ürün depolarını ve gözle görülemeyen yaratıcı, tanrıların tanrısı Wiraqocha’nın siluetini gösterdi! Ürün depolarını görmek kolay, iş silueti görmek. Fakat kaya oluşumu o kadar belirgindi ki ben bile görebildim! Buranın kutsal olma nedenlerinden biri de bu siluetmiş. Ne diyelim yine ağzımız bir karış açık gördüklerimize mi, yeni öğrendiklerimize mi hangisine hayret edelim bilemedik!

Bildiğiniz gibi burada yaşayan başka uygarlıklar da olmuş. Rehberimiz, Kilkilis isimli kabileden kalan gözlem eviyle astronomi merkezini de gösterdi. Baktığınız zaman çok anlaşılmasa da rehber abi öyle diyorsa öyledir dedik.

Aşağıda ise su tapınağı vardı.

Ollantaytambo’ya ulaşmak istila yıllarında oldukça zormuş. Cusco’nun işgalinden sonra, İspanyollara direnen Manco İnca burayı kendisine üs olarak seçmiş. 1536’da Ollantaytambo yakınlarında ki Mascabamba ovasında İspanyolları yenmiş. Nedense Cusco’ya yürümeyip, Amazonların başlangıcındaki Vilcabamba Kasabasına geri çekilmiş. O yüzden kasabanın istilası gecikmiş ve çok zarar görmemiş.

Alanı yağmur eşliğinde gezdik. Buraların yağmuru da sıkı oluyor. Tepenizden giriyor, ayağınızdan çıkıyor.

Arkeolojik alanın hemen yanında olan, kasabada gezilip görülmeye değer. Maalesef turlar hiç durmuyor. Araçlarla geçip gidiyor. Aracın camından bakarken aklımdan geçen “Keşke vadideki kasabalarda birer gece kalsaydık!” oldu. Biz acele etmişiz, siz yapmayın!

CHINCHERO

Evet turumuz daha bitmedi hava kararırken Chinchero Kasabasına ulaştık. Kasaba tekstil ürünleriyle ünlü. Her aile, doğal bitkilerle boyayarak elde ettiği alpaka yününden ürünlerini kendisi tanıtım yaparak satıyor. Pazarı da çok renkli ve bir o kadar ünlüymüş. Ancak iki kere uğradığımız kasabaya ya çok erken yada çok geç gittiğimiz için pazarını göremedik onun yerine farklı evlerde yapılan sunumları izledik. Böylece “Kutsal Vadi” turumuzu bitirmiş olduk

Sevgili dostlarım sizi yormayayım. Bir sonraki yazımızda Cusco’nun çevresinde ki gezimize devam ediyoruz. Maras ve Moray arkeolojik alanlarında görüşmek üzere hoşçakalın.

Hayallerinize Dokunmanız Dileğiyle…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir